Ailecek iftar sofrasındaydık.

Henüz çorbalarımız bitmemişti ki, telefonum çaldı.

Arayan Sayın Fıratoğlu idi.

“-  Faruk abi?”

“- Ula sorma başımıza geleni!”

“- Hayırdır?”

“- Kaza yaptık… Bizim Gazi aracın birine çarptı… Çok şükür kimsede birşey yok ama bizi Dışkapı’daki SSK Hastanesine getirdiler. Gözlem altında birkaç saat burada kalacak mışız.”

“- Geçmiş olsun Faruk abi… Hemen geliyorum…”

Hastaneye ulaştığımda Başmüfettiş Sedat Karaarslan’ın da eşi ile birlikte yardımda bulunmak için orada olduğunu gördüm.

Faruk bey’in de Gazi bey’in de, kazaya karışan diğer şahsın da  durumları iyi idi.

Ne oldu, nasıl oldu ile geçen yaklaşık üç saatin ardından, son doktor kontrolü ve hastaneyi terkettik…

***

O yıllarda Teftiş Kurulunun hizmetine tahsis edilmiş iki araç mevcut idi. Biri Kurul Başkanlarının kullandığı mütevazi bir makam aracı, (yanlış hatırlamıyorsam orta yaşlı bir Ford)  diğeri de evrak getirip götürmekte kullanılan Tofaş-Kartal…

Kazada makam aracı ağır hasar almıştı. Dolayısıyla İdari Mali İşler Daire Başkanlığı’ndan makam aracı olarak kullanılmak üzere bir araç talep edildi.

İdari Mali İşler Daire Başkanı, bir önceki yazımda da adı geçen Ali Çakır idi. Hani şu;  Sayın Erdoğan’ın  katılacağı bir toplantı öncesi, salon kalabalık gözüksün diye, toplantıya dakikalar kala Sayın Fıratoğlu’nu cep telefonundan arayıp müfettiş talep eden ve bu talebi, müfettiş onuru ayaklar altına alınarak anında karşılık bulan Ali Çakır…

İşte o Ali Çakır, makam aracı olarak kullanılmak üzere derhal  bir araç gönderdi Teftiş Kuruluna…

Koltuk döşemeleri kir içinde ve sıgara yanıkları ile delik deşik olmuş, silecek kolu kırık, klima çıkışlarından biri yerinden sökülmüş, lastikleri şöför terminalojisi ile kabak bir Tofaş-Kartal… Sanırım  Bakanlığın envanterindeki en hurda otomobil…

Evet böyle bir otomobil Teftiş Kurulu Başkanı’na makam aracı olarak gönderilmişti.

Bırakın Teftiş Kurulunu, bu aracın herhangi bir Şube Müdürüne hizmet aracı olarak bile gönderilmesi hakaret soruşturmasına konu olacak iken, Kurul olarak biz bu hakareti yiyip sesimizi çıkarmayacaktık.

Ve Faruk bey bir süre Kurul’a kendi özel aracı ile gelip gidecekti…