Merak etme Faruk abi, ödeyeceğim bu parayı…”

“Merak etme Faruk abi, ödeyeceğim bu parayi…” diye basladim sozlerime. Telefonun diger ucundaki Faruk Fıratoğlu’nun sesi biraz titrek, biraz duyduklarina inanmak istemeyen bir tondaydi. “Nasil?” diyebildi sadece.

– “Ben de tam bilmiyorum nasil olacak. Sanirim ben Amerikadan donmeyecegim icin belirli bir sure sonra Bakanlik birinci kefil olarak senden talep edecektir bu parayi.”

Bir kac saniye sessizlik oldu. Faruk abi ne demesi gerektigini dusunuyor, ben ne diyecegini merakla bekliyordum.

– “Yapma yaaa… Donmeyecekmisin gercekten?”

– “Iyi bir is teklifi aldim Faruk abi. Ucreti baslangic icin cok iyi olmasa da gelecekte duzelecek insallah.”

– “Peki nasil odeyeceksin bu yuklu tazminati?”

-“Sanirim Bakanlik senden isterken taksite falan baglar, ben de taksit taksit oderim diye dusunuyorum…”

Faruk abinin ifadesi ile “Yuregini hırp ettiren” bu gorusme kendisi ile Ankara’ya donmemim ertesi gunu yapiliyordu. Iki bucuk yil suren ve hic de kolay gecmeyen Amerika macerasi bitmis, uc kisi gittigimiz yeni dunyadan ailemizin yeni uyesi Elif ile birlikte 4 kisi olarak donmustuk.

O yillarda 100 bin civarinda nufusu ile sessiz, sakin, insan eli ile yaratilmis yemyesil bir sehirden gıri renkli Ankara’nin karmasasina donmek ve ortama uyum saglamak bir hayli zor olacakti. Zorluk suphesiz sadece yetiskinler icin degildi. Alp de cocuk dunyasinda yasiyordu bu zorlugu.

Turkiye’ye donmemizin hemen ertesinde rahmetli babam ve Kayserideki aile buyuklerini ziyaret sirasinda, Alp bir grup yeni arkadas ile tanisiyordu;

Cocugun biri nereli oldunu sordu Alp’e;

– “Turkiyeliyiz…”

Bir diger cocuk yanindakini dirsegi ile durttu;

– “Biz Fransa’liyiz ya ..”

Gulusmeler, kikirdamalar… Alp pek anlam vermemisti bu gulusmelerin sebebine. Daha dune kadar nereli oldugu soruldugunda herkes icin yeterli olan “Turkiye” cevabi ne olmus, nasil olmustu da  yetmemeye baslamisti.

Giderken Tarla Bitkileri Merkez Arastirma Enstitusunde Kurum Muduru Vedat Uzunlu ile vedalasmistim. Dondugumde ayni makamda Huseyin Tosun’a merhaba diyecektim. Elbette sadece bu degildi Bakanliktaki degisiklikler. “Senden iyi bir arastirmaci olabilir. Bize gec muhendis olarak, dondukten sonra birlikte calisiriz” diyen Genel Mudur Gurbuz bey ile calisabilme sansimiz hic olmayacakti. Zira kendisinin de bulundugu resmi bir toplantida Istiklal Marsimizin ilahi gibi okunmasi sonrasi, gorevden alinmis yerine Vedat bey atanmisti.

Huseyin bey ile ilk defa karsilasiyorduk. Sicak bir karsilasma idi bu. Ozetleyerek anlattigim hikayemi dikkatle dinledi Huseyin bey ve “Ustad” diye soze basladi.

– “Bizimle calismak istersen, basimizin ustunde yerin var. Seninle calismaktan memnun oluruz ve bu kuruma cok buyuk katki verecegine eminim. Ama bana sorarsan senin yerin yine Teftis Kurulu. Orada Bakanligimiz adina daha basarili calismalara imza atacagina ve daha mutlu olacagina inaniyorum. Git Ilhan bey ile konus, eminim yok demeyecektir.”

Ertesi gun, hayirli olsun demek ve bu konuyu da konusmak icin eski kurumum Teftis Kurulunda, Ilhan bey’in makam odasinda idim. Her ne kadar Teftis Kurulundaki son gorevim olan Ilhan bey’in heyet baskanliginda yuruttugumuz çim tohumlugu sorusturmasinda yazdigim rapordan pek memnun olmamis idiyse de ilginc bir tesaduf olarak, veda yemegimde yapmis oldugu “Bu ayriligin gecici bir ayrilik oldugu, yurt disi egitimimi tamamlamami takiben benim yerimin yine Teftis Kurulu Baskanligi olmasi gerektigi” yonundeki temennisini bu gun gerceklestirebilecek konumdaydi.

Kucaklasip sarildik birbirimize. Kisa suren hal hatir sorma sohbetinden sonra, Ilhan bey cekmecesinden bos bir kagit cikarip bana uzatti ve

– “Yaz bir dilekce. Seni yeniden aramizda gormek istiyorum.”

Benim birsey soylememe gerek kalmamisti. Her ne kadar gecis sureci bu kadar kolay olmayacak ve Basmufettis olarak atanmama dair uclu kararnamenin imzalanmasi 6 ayi bulacak idiyse de, en onemli asama dusundugumden kolay atlatilmisti.

Ilhan bey’in benim icin yapmis oldugu bir baska iyilik bu 6 aylik sureyi yine Teftis Kurulunda gecirebilmemi teminen Bakan’dan alacagi gecici gorevlendirme olur’u olacakti. Boylece ben Tarla Bitkileri Merkez Arastirma Enstitusune hic devam etmeden Teftis Kurulu’nda yeniden calismaya baslayacaktim. Gecici gorevlendirmenin gerekcesi, Teftis Kurulunun bilgisayar alt yapisi ve elektronik ortamda bir veri tabaninin olusturulmasi calismalarinda katkida bulunmam idi.

Ilhan bey ile birlikte Kurulda neler mi degismisti?

Orhan bey’in aksine Ilhan bey teknoloji ile barisik bir baskan idi. Imkanlar olcusunde Kurulda bilgisayar kullanimi yayginlastirilmis, mufettis raporlarinin ekinde raporun bir de diskete yuklenmis elektronik kopyasinin istenilmesi uygulamasi onun doneminde baslamis, Baskan ve Baskan Yardimcilarinin odasi ile kutuphanedeki bir bilgisayara internet baglanilmis, Mufettis maaslarinin Yapi Kredi Bankasindan odenmesi karsiligi promosyon olarak alinan sinirli sayida da olsa diz ustu bilgisayarlar Mufettislere verilmisti. Bu bilgisayarlardan birisi de bana verilecekti ki Asus marka bu bilgisayar, Kurulda kendimi bir miktar ayricalikli hissetmeme de vesile olacakti.

Bunlar onemli degisikliklerdi suphesiz ama bence en onemli degisiklik yonetim kadrosunda idi. Ilhan bey yardimcilarindan ikisini bizim donem Mufettislerden secmisti. Mehmet Ali Kati ve Fatih Koseoglu. Teoman Kaya ise bizden bir onceki donem Kurulda goreve baslayip bir sure ozel sektorde gorev yaptiktan sonra yeniden Kurula donmus tecrubeli bir ustadimiz idi. Gelecek 15 yilda iyisiyle kotusuyle Kurulun yonetiminde onemli gorevler yuklenecek olan bizim donemimizin yonetimle tanismasi bu vesile ile gerceklesmis olacakti.

Kurulda gecici gorevlendirmemi muteakip kendime bir oda secmem gerekiyordu. Cok fazla secenek yoktu. Onerilen iki odadan birini secmem istenmisti ama ben bunlarin disinda baska bir masayi gozume kestirmistim. Bu kararimin ne kadar cok seyi etkileyecegini ise onumuzdeki yillar gosterecekti.

Kurulda iki masali sadece iki oda mevcuttu. Bunlardan birinde ileride Kurul Baskani olacak olan Yavuz Kavruker yine ileride Genel Mudur olacak olan Sedat Aktug ile birlikte oturuyordu, ancak Sedat bey iki yilligina geci gorev ile Tarim Reformu Genel Mudurlugu Teftis Kurulunda gorevlendirilmisti. Dolayisiyla masasi bosdu. Ilhan bey’e, Sedat bey donunceye kadar bu masada oturma istegimi ilettim.  Boylece ileride Baskanligi suresince yardimcisi olarak birlikte calisacagimiz Yavuz Kavruker ile bir birimizi daha yakindan tanima ve samimi olma imkanini bulacaktik.

Merak etme Faruk abi, ödeyeceğim bu parayı…”” için 2 yorum

  1. bu yazılarınızı hiç kacırmadan takip ediyorum daha sonra faruk bey sizi kurulda görünce ne yaptı tazminat işi şakası ne oldu

    Beğen

sadık şahin günay için bir cevap yazın Cevabı iptal et