İki Metre Kefen Bezi…

Beklentiler bosa cikmamis, Yusuf Demirel’in katı yonetim anlayisinin ardindan, Ruhi bey ile birlikte Kurulda bir bahar havasi esmeye baslamisti. Degisen tek sey, uc imzali devam izlenim uygulamasi degildi elbette. Mufettis yardimcilarinin egitimine farkli bir bakis acisi gelmis, Bakanligin diger birimlerinin uyguladigi Ingilizce kurslarina mufettis ve mufettis yardimcilarinin katilmasi saglanmis, master doktora yapmak isteyen kurul mensuplarina kolaylik gosterilmesi genel prensip olarak benimsenmisti.

Butun bu olumlu gelismeler mufettis yardimcilari olarak bizleri memnun etmekle birlikte, icimizi kemiren bir kusku da yok degildi. Neticede biz Ruhi bey’e yakin bir kisim Basmufettisin gozunde halen Yusuf’un militanlari idik ve yaklasan mufettis yeterlilik sinavinda basarisiz sayilarak kuruldan gonderilmemiz hic de zor degildi.

Bizler bu karmasik duygular icerisindeyken iki yil tamamlanmis,  hepimize tek basina denetim yapabilme yetkisi verilmisti. Suphesiz bu yeni bir gelismeydi ve yeni kaygilari da birlikte getirmisti. Yalniz basina denetim, iki yillik yardimcilik doneminde gerekli ve yeterli egitimi alip almadigimizin, bir baska ifade ile bu meslegi yapip yapamayacagimizin gostergesi olacakti. Dolayisila hepimizde heyecanli bir bekleyis baslamisti.

Grubun sanlisi bendim. Evrak memuru Kemal Ureme’nin imza karsiligi teslim ettigi sari zarftan, ilk yalniz basina denetim gorevi bana cikmisti. Kirikkale’de tecrubeli bir mufettisin belki de 3-4 gunde tamamlayacagi ve bir iki yil sonra unutacagi basit bir konu idi sorusturulacak olay ama benim hafizamda celik civiler ile cakilmis isimler ve unutmadigim anilar birakti.

Sikayet edilen kisi Ziraat Muhendisi Unal Turkal idi. Sikayet eden ise kurum muduru. Ilk bakista farkedilecegi uzere tuhaf bir durumdu bu. Il Muduru kendi yetksinde olan disiplin sorusturmasini acmamis, konu disiplin cezasi verilebilme yonu ile zaman asimina ugradiktan sonra kendi emrindeki muhendisi Teftis Kuruluna sikayet ediyordu.

Denetime basladigim ilk gun, calisma odamda henuz konuya iliskin belgeleri incelerken, kapiyi calarak “gir” sesini beklemeden iceri giren kisi kendini tanitti;

– “Efendim ben Ziraat Muhendisi Unal Turkal. Duyduguma gore benim ile ilgili bir sorusturma icin gelmişsiniz.”

– “Buyrun oturun Unal bey, oyle konusalim.”

– “Yok oturmayacagim efendim. Birsey arz edip cikacagim.”

– “Sizi dinliyorum.”

– “Buraya gelmeden once bir tuhafiyeciye ugradim ve iki metre kefen bezi aldim.”

Kisa bir sessizlik oldu.

– “Once oturun ve size bir cay soyliyeyim. Sonra konusalim bu konulari.”

Unal bey oturdu. Cayimiz geldi ve ben yuruttugum calismanin bir disiplin sorusturmasi oldugunu, bu tip sorusturmalarin her devlet memurunun basina gelebilecegini, amacinin kurumlarin daha duzenli calismasini temin etmek oldugunu, dolayisiyla herhangi bir sekilde kefen bezine ihtiyac olmayacagini anlattim. Ne derece ikna oldu emin degilim ama odadan cikarken biraz olsun rahatlamis gorunuyordu.

Bu olaydan birkac gun sonra, bu defa odamda kendini tanitan kisi Unal beyin eşi idi. Baska bir kamu kurumunda calisiyordu ve israrla ifade vermek istiyordu. Yuruttugum sorusturmada onun ifadesini herhangi bir sekilde kullanmam soz konusu degildi. Zira olaylarin onunla hic bir iliskisi yoktu ama onu bu gerekceler ile ifadesini almadan gondermenin dogru olmayacagini dusundum. Olur dedim ve anlattiklarini zabit katibi vasitasiyla yazdirmaya basladim.  Konusurken sesi titriyordu.  Son derece huzursuzdu ve konu butunlugu olmaksizin, esinin nasil caliskan biri oldugunu, bir kac yildir senelik izin dahi kullanmadigini anlatiyordu.

Soylediklerini biraz da kendimce abartarak, duzgun cumleler ile yazdirdim, raporuma eklemeyi hic dusunmedigim ifade tutanagina. Artik daha rahatti ve sesi titremiyordu. Odadan cikarken yuzunde eşine yardim edebilmis olmanin huzuru vardi.

O yillarda ifadeleri yazdirmak icin “yeminli zabit katibi” kullaniyorduk ve ise baslamadan once kucuk bir seramoni eşliginde ifadeleri yazacak daktilo memuruna, bu sorusturma sirasinda ogrenecegi bilgileri hic bir sekilde baskalarina anlatmayacagina dair yemin ettiriyorduk.

Gunun sonuna dogru ifadesini aldigimiz son kisi de odadan cikmis ve Zabit Katibi Ali bey ile yalniz kalmistik. “Bir sey sormak istiyorum efendim” diye soze basladi;

-“Efendim simdi ben, burda ogrendiklerimi kimseye soylememek icin yemin etmistim ya, bu yemin ne zamana kadar gecerli?”

– “Yeminine sadik kalacaksan, bir omur boyu Ali bey, yok eger sadik kalmayacaksan kapidan ciktiginde hukumsuzdur bu yemin”

Hafta sonu Ankaraya donmemistim. Gunduzleri Il Mudurlugunde, geceleri ise ruyamda ifade almaya devam ederek  10 gunde tamamlamistim sorusturmayi. Yaptigim en buyuk hata ise; isleri tamamladigimi dusundugum bir noktada, konuyu son bir defa da Baskan Yardimcisi Ayhan Atac ile tartisma gafletine dusmek olmustu.

Ben daha birsey anlatamadan, bir ton firca ve “Sen bu isi beceremiyeceksin sanirim” seklinde bir on degerlendirmenin ardindan, kafamda deli sorular, cantamda ise  okuyan herkesin begenisini kazanacak  ilk “Displin Sorusturma Raporum” ile Ankaraya donuyordum.

 

Genel altında yayınlandı.

İki Metre Kefen Bezi…” için 3 yorum

  1. Bir gün 27 Mayıs İhtilâli Hâkimi Egesel, Bekir Berk’i tehdit eder. “Neye güveniyorsun!” Bekir Berk şimşek gibi ani bir hareketle çantayı açar. Herkesin şaşkın bakışları altında kefeni Egesel’in masasına fırlatır. Gök gürültüsünü andıran bir sesle haykırır: “İşte buna güveniyorum!..”

    Hâkimler, savcılar şok geçirir. Korkudan elleri titremeye başlar.

    Beğen

  2. İlk yaptığın teftiş.. büyük hatalarınla doludur ve adil bir araştırma değildir. Tümü ile psrtizanca ve amcasının uydurmalari ve yalanları ike hastalıklardır.

    Beğen

    1. Sayın Süleyman Yıldız; çok şükür görev yaptığım süre boyunca, kimse partizanca çalıştığımı düşünmedi … Ve yine çok şükür kimse ardımdan kuyruk da takmadı. Ama görüyorum ki siz kendinize bir kuyruk takmışınız. Çok da yakışmış doğrusu kuyruklu olmak size. Dilerseniz bu anıyı biraz daha genişletir ve sizin ne kadar beceriksiz bir müdür olduğunuzu da ayrıntılı olarak anlatırım…

      Beğen

Mehmet Akif BAHADIR için bir cevap yazın Cevabı iptal et