BİRİNCİ GELENEKSEL (olması ümit edilen) TAVLA TURNUVASI

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Evet 2008 yılındaTeftiş Kurulunun tarihinde bir ilk olarak düzenlenen tavla turnuvasının sloganı bu idi. Ümit edildiği gibi, 4 ayrı Kurul Başkanı döneminde, 6 yıl boyunca kesintisiz olarak devam etmişti. Ta ki; ben yardımcılıktan ayrılmadan hemen önce Başkan Yardımcısı olan ve 7. Turnuvayı düzenlemeye heves eden ancak iki müfettişin müracaatı dışında katılımcı bulamayan Sayın Ercüment Ellibeş tarafından nihayetlendirilene kadar.

Tavla, Kuruldaki bir çok müfettiş tarafından sevilen bir oyundu ancak tavla denildiğinde akla gelen ilk isim tartışmasız olarak İsmet Kınay idi. Yaş haddinden emekli olmasına rağmen O’nu Kuruldan koparmayan ve bir çok müfettişten daha düzenli olarak Kurul’a getiren en önemli neden de, öğle arasında yapma fırsatı bulduğu tavla müsabakaları idi. Her oyunun ayrı bir hikayesi vardı  ve bazan günlerce anlatılırdı.

Bana gelirsek; hiç sevmedim tavla oynamayı. Belki de hiç beceremediğim içindi sevmemem. Buna rağmen öğle aralarında oyunu değil ama İsmet bey’in iddialı maçlarını seyretmeyi seviyordum. İşte böyle bir öğle arasında geldi aklıma turnuva fikri ve başta İsmet bey olmak üzere tüm arkadaşlarımdan da tam destek buldu.

Konuyu Başkan bey’e; böyle bir turnuvanın, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulundan gelen müfettişler ile Kurulumuz müfettişleri arasında bir kaynaşmaya da vesile olacağı tezi üzerinden açtım. Katılımcılardan 5 TL katılım ücreti alınacak, toplanan para ile 4 plaket yaptırılacak ve final oynayan katılımcılara verilmek üzere iki de tavla alınacaktı. Dördüncü plaket “En Centilmen Oyuncu” plaketi idi. Bu plaket ilk üç arasına girememesi durumunda İsmet bey’e verilmek üzere yaptırılacaktı. Bu durumdan yalnızca İsmet bey’in haberi yoktu ve 4.  Plakete gerek olmadığını, centilmen oyuncunun seçilme kriterlerinin tartışmaya sebep olacağını ileri sürerek konuya şiddetle karşı çıkan tek kişi de O idi.

Turnuva yıl sonuna denk getirilecek ve böylece tüm müfettişlerin Ankara’da olması sağlanacak, turnuva sonunda ücreti katılımcılarca karşılanmak üzere Bakanlık sosyal tesislerinde bir akşam yemeği tertip edilerek Başkan tarafından bir de yıl sonu değerlendirme konuşması  yapılabilecekti.

Arkadaşlarım iyi bir organizatör olduğumu söylerler. Teftiş Kurulunda bir çok ilke imza attığım da doğrudur ancak bunda kişisel gayretlerim yanında, bu organizasyonlara Olur veren Kurul Başkanları ile Kurul üyesi arkadaşlarımın özverili yardımları ve gönüllü katılımlarının da önemli olduğunu düşünüyorum.

Tavla turnuvası dışında Teftiş Kurulu tarihinde ilk defa Ankara dışında düzenlenen eğitim programı, müfettiş yardımcılarının eğitimi çerçevesinde İzgören Akademiden alınan profesyonel eğitim ve Ahmet Şerif İzgören tarafından tüm Bakanlık çalışanlarına verilen “Süpermen Türk Olsaydı” başlıklı, dinleyicilerin konferans salonuna sığmayıp ayakta takip ettikleri sunum, 3.500 Bakanlık çalışanı ile gerçekleştirilen “müfettiş ve denetim algısı” konulu anket çalışması ve Bakanlık tarihinde bir ilk olarak kutlanılan “Toprak Bayramı” bu organizasyonlar arasında idi.

Başkan yardımcılığından ayrıldıktan sonra da kendi çapımda organizasyonlara devam edecek ve çoğunluğu aynı katta çalıştığımız arkadaşlar olmak üzere sınırlı sayıda müfettiş ile de olsa, her ayın ilk Pazartesi sabahı katılımcıların gönüllü olarak yapacakları pasta ve börekler ile birlikte kahvaltı yapacaktık. Bu kahvaltıların fitilini ateşleyen ve kendi yaptığı nefis börekler ile bize ilk kahvaltıyı veren çay ocağımızın sorumlusu Sema Özgün hanımefendiye de bu vesile ile bir kere daha teşekkür ediyorum.

Yeniden tavla turnuvasına dönecek olursak; tahmin edileceği üzere turnuvanın organizasyonunu büyük ölçüde İsmet abi üstlenmişti. Kura çekiminde, kendince güçlü olduğunu düşündüğü isimlerin ilk turda birbirleri ile eşleşmemesi için iki ayrı torba uygulaması da onun fikri idi. Küçük kağıtlara yazılmış isimleri kendince değerlendiriyor ve güçlüler ile zayıfları iki ayrı torbada topluyordu. Elindeki kağıt parçasında yazılı isim Köy Hizmetleri Teftiş Kurulundan kendi dönemi Başmüfettiş Bahadır Mirzalı idi…

-“Ulan Bahadır… Ulan vicdansız… Bir sefer gelip de İsmet; gel bir tavla oynayalım dedin mi? Git bakalım şimdi zayıfların torbasına…”

Bahadır bey gitmiş olduğu zayıflar torbasından ilk turda İsmet abinin rakibi olarak çıkacak ve İsmet abi turnuvaya oldukça erken veda edecekti.

Kurul eski Başkanlarımızdan Ruhi Tapan ve eski Başmüfettişlerimizden emekli Genel Müdürlerimiz Yahya Sedat Aktuğ ve Hüseyin Velioğlu da katılımları ile toplantımızı onurlandıran isimlerdendi.

Herşey dört dörtlük değildi belki, örneğin maçlar uzamış ve Kurul dışından gelen misafirlerimizi bekletmemek adına yemek servisine başlanmış, turnuvaya katılan üstadların bir kısmı yemek yiyememiş veya gecikmeli yemişti yemeklerini ama kimsenin bunu umursadığı yoktu.

Final maçını Nurettin Bozburun İle Mustafa Tanır oynayacak ve turnuva şampiyonu Nurettin Bozburun olacaktı.

En centilmen oyuncu plaketini verme onuru ise bana ayrılmıştı. İsmini anons ettiğimde İsmet bey  hem şaşıracak hem duygulanacaktı…

Sonraki yıllarda bir de sponsor bulacaktık turnuvamıza. Genel Sekreterliğini eski müfettişlerimizden  Hüseyin Velioğlunun yaptığı Damızlık sığır Yetiştiricileri Birliği turnuva sponsoru olacaktı ve biz, çıtamızı birazcık yükseltip, turnuva birincisini 150 TL lik, ikincisini 50 TL lik YKM mağzasından alınmış hediye çeki ile ödüllendirmeye başlayacaktık.

Son turnuvamız “6. Geleneksel Tavla Turvası” ismi ile, ben emekli olmadan önceki son Kurul Başkanı Erdal Celal Sumaytaoğlu dönemine denk gelecekti. Kurulumuzda görevlendirilen müşavirler nedeniyle oldukça geniş katılımlı olarak düzenlenen ve Erdal bey’ın yarı finalde elendiği turnuvada bu defa Yavuz Yüksel ve Mustafa Tanır final oynayacaklar ve son şampiyon Mustafa Tanır olacaktı. İlginç bir tesadüf eseri Yavuz bey finale çıkması durumunda bana bir kıravat Mustafa abi ise bir gömlek alma sözü vermişti ve final bu ikili tarafından oynanınca ben oynamadan bir gölek ve bir kıravat kazanmıştım.

Bir sonraki yıl Erdal bey, turnuva düzenlenmesi görevini sosyal faaliyetlerden sorumlu Başkan yardımcısı Ercüment Ellibeş’e verecekti. Ercüment bey 5 yıldızlı otellerde kabarık bütçeli bir çok eğitim toplantısını gayet başarılı bir şekilde yapmış birisi idi.  Aramızda bir küslük yada dargınlık olmadığını düşünüyordum. Dolayısıyla beklediğim şey Ercüment bey’den gelecek bir telefon ve “hadi şu işi birlikte yapalım” teklifi idi. Böyle bir teklif gelmedi ama gelen Bakanlık Müşaviri Arda Bengin idi.

Ercüment bey’in tavla turnuvası için kendisinden yardım istediğini söylüyor ve O benden yardım istiyordu. Durumu yadırgamakla birlikte yardımdan da geri durmadım. Bilgisayarımda kayıtlı, bir önceki yılın afişi üzerinde gerekli düzeltmeleri yapıp Arda abiye verdim. Ayrıca yine bilgisayarımda kayıtlı turnuva kurallarını da kendisi ile paylaştım. Turnuva ilanı Kurulun giriş kapılarına ve ilan panosuna asıldı.  Müracaat süresinin bitimini takiben Ercüment bey, kura çekimi için Büro görevlimiz ve müracaatların toplanacağı isim olan Nadir Türkan’ı çağırıp, sadece iki kişinin müraccat ettiğini öğrendiğinde, bu organizasyonu yapmanın sadece ilan asmakla olmadığını  anlayacak ama iş işten geçmiş olacaktı.

 

 

 

Genel altında yayınlandı.

Yorum bırakın