
Bence pek de verimli gecmeyen Izmir Hipodrom Mudurlugu normal denetiminden kisa bir sure sonra, bu defa sirada Turkiyenin diger ucu, Diyarbakir Zirai Mucadele Arastirma Enstitisunun denetimi vardi. At yarislarindan bitki genetigine keskin bir gecis…
O yillarda sadece Dogu ve Guneydogunun uzak illerine ucak ile seyahate izin veriliyordu ve ben ilk defa ucaga, bu gorev sayesinde binmistim.
Ilerleyen yillarda Kurul Baskanligimizi yapacak olan, bu gorevdeki ustadim Basmufettis Ilhan Palabiyik; mesai ici son derece iyi bir ustad, mesai disinda harika bir arkadasdi. Dolayisiyla kendime guvenimin biraz olsun yerine gelmis, yeni meslegime isinmaya baslamistim.
Tarim Il Mudurlugunun Ofis semtindeki mutevazi misafirhanesinde kaliyorduk. Denetim suresinin yarisini tamamlamistik ki, misafirhanemiz Koyhizmetleri Diyarbakir Bolge Mudurlugunun normal denetimini yapmak icin gelen kalabalik ekiple şenlendi. Gelen heyetin baskani benim ilk ustadim Ihsan Tekin, Musfettis Yardimcisi ise o gunlerde yeni yeni tanistigimiz ilerleyen yillarda en iyi arkadaslarimdan biri ve santrac rakibim olacak Mustafa abi (Tanir) idi.
Bu denetimden akilimda kalan iki anekdot;
Tarim Il Muduru ve esi bir aksam misafirhanede bizleri ziyarete gelmisti. Ziyaretin en cok konusani Il Mudurumuzun esi idi. Hemen her konuda fikir beyan ediyor, anilari hic bitmiyordu… Nerden icap etti bilmiyorum ama yan koltukda oturan bana donerek;
-“Siz neden hic konusmuyorsunuz genc arkadasim?” dedi.
Ustadlarin yaninda cok konusmamak bize ogutlenen hususlarin basinda geliyordu ama bunu o ortamda soylemek de dogru olmazdi. Kucuk bir duraklamadan sonra;
-“Sozunusu kesmek istemedim efendim, zevkle dinliyordum” diye karsilik verdim.
Cok konustugunu ima ettigimi anlamismiydi bilmiyorum ama sonrasinda da performansinda bir dusme olmadi…
Bir baska aksamin sabahinda, misafirhanenin onunde bizi alacak araclari bekliyorduk. Henuz araclar gelmemisti ve ustadlar sabah sohbetini yapiyordu. Diger ekipde o an icin kimsenin dikkatini cekmedigini dusundugum bir eksik vardi. Bir sure sonra misafirhanenin kapisinda Mustafa abi gorundu. Birazcik gec kalmisti. Hizli adimlarla yanimiza geldi ama Ihsan Tekinin tepkisinden kurtulamadi.
-“Sen misin basmufettis ben miyim anlamadik Mustafa!”
